21 Eylül 2019 Cumartesi

Fince zor mudur, Fince mi zordur?

Türkçe bilenler için Fince pek zor değildir ama çok çalışmak gerekiyor.

Web sitemi de ziyaret edebilirsiniz:
Finceye Giriş | Keyfimce Fince (wordpress.com)

Bu yazının konusu Fince soru cümlelerinde söz dizimi.

Fince mi? Öğrenmek mi? Kolay mı? Ben mi? Bizdeki -mı, mi/-mu, mü eklerine karşılık gelen -ko/-kö ekinin soru cümlelerinde istediğimiz ismin, sıfatın ya da zamirin arkasına arkasına gelebilmesi, söz diziminin buna uygun olarak değiştirilebilmesi ve buna göre farklı şeylerin vurgulandığı düzgün cümleler elde edilebilmesi, Türkçe ile Fincenin neredeyse bire-bir uyumlu olduğu ve her dilde bulunmayan bir özellik. Tabii normalde soru cümleleri daha sık olarak, soru kelimeleriyle ve fiillerin arkasına koyulan eklerle oluşturuluyor.

Aşağıdaki yazı bir yandan bu tür soru cümleleriyle ilgili, bir yandan da duyularımızla algıladıklarımızı ifade etmeyle ilgili olan, Fince-kulaga-nasıl-geliyor başlıklı yazımın devamı. Konuya yabancıysanız önce o yazıya bir göz atmanız faydalı olabilir. 

Örnek soru cümleleri:

tuntua
  • Miltä tämä seinä tuntuu: Bu duvar nasıl bir his veriyor?
  • Tuntuuko tämä seinä karhealta: Bu duvar pürüzlü bir his veriyor mu?
  • Seinäkö tuntuu karhealta: Duvar mı pürüzlü bir his veriyor?
    • Odaları gezerken elinizi duvarda ve kapıda gezdirdiniz, pürüzlü bir his veriyor dediniz, yanınızdaki bunu hangisi için söylediğinizi anlamadı ve sordu.
  • Karhealtako tämä seinä tuntuu? Duvarın verdiği his pürüzlü mü?
    • Elinizi duvarda gezdirdiniz, yüzünüzü buruşturdunuz, yanınızdaki neden acaba diye düşündü, bir tahmin yürüttü ve sordu.
  • Tämäkö seinä tuntuu karhealta? Bu mu pürüzlü his veren duvar?
    • Bu senaryomuzda da, şöyle rastgele bir işaret yaptığınız için, yanınızdaki kişi hangi duvardan bahsettiğinizi anlamadı ve sordu.
näyttää
  • Miltä ilma näyttää: Hava nasıl görünüyor?
  • Näyttääkö ilma hyvältä: Hava iyi görünüyor mu?
  • Ilmako näyttää hyvältä: Hava iyi görünüyor? 
  • Hyvältäkö ilma näyttää: Hava iyi mi görünüyor?
maistua
  • Miltä jäätelö maistuu: Dondurmanın tadı nasıl/neye benziyor?
  • Maistuuko jäätelö vadelmalta: Dondurmada ahududu tadı var mı?
  • Jäätelökö maistuu vadelmalta: Dondurmada mı ahududu tadı var?
  • Vadelmaltako jäätelö maistuu: Ahududu mu dondurmanın verdiği tat?
haista
  • Miltä täällä haisee: Burası ne kokuyor (kötü koku)?
  • Haiseeko makuuhuone sipulilta: Yatak odası soğan kokuyor mu?
  • Makuuhuoneko haisee sipulilta: Yatak odası mı soğan kokuyor?
  • Sipuliltako makuuhuone haisee: Yatak odası soğan mı kokuyor?
tuoksua
  • Miltä vauva tuoksuu: Bebek ne kokuyor (güzel koku)? 
  • Tuoksuuko vauva talkilta: Bebek talk pudrası kokuyor mu?
  • Vauvako tuoksuu talkilta: Bebek mi talk pudrası kokuyor?
  • Talkiltako vauva tuoksuu: Bebek talk pudrası kokuyor?
kuulostaa
  • Miltä meidän skenaario kuulostaa: Bizim senaryomuz kulağa nasıl geliyor?
  • Kuulostaako meidän skenaario jännittävältä: Bizim senaryomuz kulağa heyecan verici geliyor mu?
  • Meidän skenaarioko kuulostaa jännittävältä: Bizim senaryomuz mu kulağa heyecan verici geliyor?
  • Meidänkö skenaario kuulostaa jännittävältä: Bizim mi kulağa heyecan verici gelen senaryo?
    • Kulağa heyecan verici gelen bizim senaryo mu?
  • Skenaarioko kuulostaa jännittävältä? Senaryo mu kulağa heyecan verici geliyor?

Yazıda geçen Fince kelimeler ve Türkçe karşılıkları:


miltä: nasıl tämä: bu 
näyttää: görünmek  täällä: burada
tuoksua: güzel kokmak (bir şey gibi) seinä: duvar
haistaa: kötü kokmak (bir şey gibi) ilma: hava
kuulostaa: kulağa (bir şey gibi) gelmek jäätelö: dondurma
maistua: tadı olması (bir şey gibi) vadelma: ahududu 
tuntua: hissi vermek (bir şey) makuuhuone: yatak odası
karkea: pürüzlü sipuli: soğan 
hyvä: iyi vauva: bebek
jännittävä: heyecan verici talkki: talk pudrası 
meidän: bizim  skenaario: senaryo

17 Eylül 2019 Salı

Fincede ilk ve birinci

Bu yazının konusu Fincedeki ensi ve ensimmäinen kelimeleri.

İlk aşkım derken ensi, birinci sevgilim derken ensimmäinen kullanılabilir desem farkı anlatabilir miyim acaba? Aslında pek de öyle karıştırılacak kelimeler de değil ama, İngilizce kaynaklardan çalışırken benim için sıkıntı olmuştu çünkü ikisinin de karşılığı aynı kelimeydi. Halbuki Türkçede aynı sorunla karşılaşmıyoruz.
bordo sahne perdesi, izleyici koltukları
ensi-ilta
  • ensimmäinen: birinci 
    • Bir sıra sayısı ve bir sıfattır. Toinen, kolmas yani ikinci, üçüncü... diye devam edebilir.
    • Önceki anlamına da gelir. Jälkimmäinen de sonraki anlamındadır. 
    • Zıddı viimeinen yani sonuncudur.
    • Ensimmäinen maailmansota: Birinci dünya savaşı
  • ensi: ilk
    • Sıralamada kullanılmaz, yine bir sıfattır.
    • Diğer anlamları: gelecek, ertesi, önümüzdeki
    • Zıddı olan kelime viime yani sondur.
    • Auringon ensisäteet: Güneşin ilk ışıkları
Her iki kelimeyi birden içeren bir cümleye bakalım:
  • Syksyn ensimmäinen ensi-ilta! Sonbaharın birinci ilk-gösterimi!
    • Bu yazıyı aldığım internet sitesinde, bu sezon gösterime girecek yeni filmlerden birincisinin, ilk defa seyirciye sunulacağı akşamın reklamı yapılıyordu. 

Yazıda geçen Fince kelimeler ve Türkçe karşılıkları:

    • ensimmäinen: birinci, önceki 
    • toinen: ikinci
    • kolmas: üçüncü
    • jälkimmäinen: sonraki
    • viimeinen: sonuncu
    • ensi: ilk, diğer, gelecek, önümüzdeki
    • viime: son
    • maailmansota: birinci dünya savaşı 
      • maailman: dünyanın, genetiivi (maailma)
      • sota: savaş
    • auringon: güneşin, genetiivi (aurinko)
    • ensisäteet: ilk ışıklar
    • syksyn: sonbaharın, genetiivi (syksy)
    • ilta: akşam
    • ensi-ilta: ilk gösterim, prömiyer

12 Eylül 2019 Perşembe

Fince kulağa nasıl geliyor?

Bu yazının konusu Fincede duyularımızla algıladıklarımız ve ilgili fiillerin kullanımı. 

Sepet içinde kırmızı beyaz kareli örtü ve fesleğen demeti
tuoksuu basilikalta
Bir şeyin nasıl göründüğünü, kulağa nasıl geldiğini, tadının neye benzediğini, kokusunun nasıl olduğunu, nasıl bir his verdiğini sormak ve tanımlamak için aşağıdaki açıklamaların ve örneklerin faydalı olacağını umuyorum. 
  • Miltä sorusunu cevaplıyoruz.
    • Nasıl görünüyor, tadı nasıl vb.
    • Miltä, hangisinden, neden (ne+den) anlamındaki bir soru kelimesi. 
    • Bu kelime, hangisi ve ne anlamındaki mikä kelimesinin ablatiivi hali. 
    • Hem tekil, hem çoğul.
  • Soruyu cevaplarken de yine ayrılma eklerinden ikincisi olan ablatiivi kullanıyoruz.
    • fiil+ablatiivi
    • Fiilden sonraki sıfat/isme getirilen -lta/-ltä ekleri ile -den/-dan anlamı veriliyor. 
näyttää: görünmek, görünmek bir şey gibi
  • Tämä kiipeily näyttää vaikealta: Bu tırmanış zordan görünüyor
    • Tırmanışı tanımlayan bir sıfat var.
  • Merenranta näytti silloin laiminlyödyltä: Sahil o zaman ihmal edilmişten görünüyordu
    • Geçmiş zamanı da örneklere alayım.
    • Yine bir şeyin bize nasıl geldiği bir sıfatla tanımlanıyor.
  • Lasten mielestä pilvet näyttävät puuvillalta: Çocuklara göre bulutlar pamuktan gibi görünüyor
    • Bu defa bir şey başka bir şeye şekil olarak benziyor.
  • İlgili kelimelerden:
    • näkymä: görünüş
    • ulkonäkö: dış görünüş
tuoksua: kokmak (güzel koku için)
  • Keittiö tuoksuu tuoreilta mansikoilta: Mutfak tazeden çilekten kokuyor
    • Bu örnekte koku, hem bir sıfat hem de bir isimle tanımlanıyor
  • Hiuksesi tuoksuvat ihanilta: Saçın çok güzelden kokuyor
    • Hiukset saç demek olup çoğul bir kelime olarak kullanılıyor.
  • İlgili kelimelerden bazıları:
    • tuoksu: koku, rayiha
    • tuoksukynttilä: kokulu mum 
    • tuoksahtaa: hafifçe kokmak, çabuk kaybolan hafif bir kokunun gelmesi
    • tuoksuva: hoş kokulu

haista: kokmak (kötü koku için)
  • Olohuone haisee tupakalta: Salonda tütünden kokuyor
    • Neyin kokusu olduğunu söylüyoruz yani bir isim kullanıyoruz.
    • Tütün kokusu hoş da gelebilir: Olohuone tuoksuu tupakalta
  • İlgili iki kelime:
    • haistelu: koklama, koklayış
    • Haista paska! Si.tir git! 
      • Kaba bir ifade, bilin ama kullanmayın derim.
kuulostaa: kulağa gelmek
  • Hän kuulostaa iloiselta: Onun sesi kulağa neşeliden geliyor.
  • Kohteesi kuulosti hyvältä: Hedefin kulağa iyiden geldi
    • Hedefini, amacını olumlu karşıladım anlamında.
  • kuulo: işitme (isim)
maistua: tadı olmak
  • Tämä greippi maistuu happamalta: Bu greyfurt(un) ekşiden bir tadı var.
    • Greyfurtun ekşi olduğunu söylemekle de yetinebiliriz: Tämä greippi on hapan.
  • Tämä greippi maistuu ananakseltaBu greyfurtun tadı ananas gibi
    • Buraya kadar yazdıklarım anlaşılmıştır diye düşünerek Türkçe karşılığını yazdım. 
  • Nämä greipit maistuvat happamilta: Bu greyfurtlar ekşilerden tat veriyor.
    • Çoğulları ihmal etmeyelim.
  • maku: tat (bir şeyin tadı), tat (duyu)
tuntua: hissedilmek, hissi vermek
  • Tämä kangas ei tunnu nylonilta: Bu kumaş naylon hissi vermiyor.
    • Örneklerde olumsuz cümlelere de sık sık yer vereceğim artık.
  • Tämä lasi ei tuntunut aikaisemmin liukkaalta: Bu cam önceleri kaygan hissi vermiyordu.
    • Herhalde aşınıp düzleşti. İpucu: Fiillerin belirli geçmiş zaman olumsuz çekimlerinde -nut/-nyt ekleri kullanılıyor.
  • İlgili kelimelerden:
    • tuntu: yapı, doku
    • tuntuma: dokunuş, his
    • tuntuinen: ... hissi veren
Miltä ile soru cümleleri:
  • Miltä tämä seinä tuntuu: Bu duvar nasıl bir his veriyor?
  • Miltä ilma näyttää: Hava nasıl görünüyor?
  • Miltä jäätelö maistuu: Dondurmanın tadı nasıl/neye benziyor?
  • Miltä täällä haisee: Burası ne kokuyor (kötü koku)?
  • Miltä vauvat tuoksuvat: Bebekler ne kokuyor (güzel koku)? 
  • Miltä meidän skenaario kuulostaa: Bizim senaryomuz kulağa nasıl geliyor?
Bu konunun devamı olan Fince zor mudur Fince mi zordur? yazımda hem duyularımızla algıladıklarımız hem de aynı kelimelerin farklı söz dizimleri ile oluşturulan soru cümlelerini bulabilirsiniz. 

Not: Bu fiillerin başka yakın anlamları ve kullanım şekilleri de olabilir. Bu yazıda neyin ne hissi verdiğini, neyi nasıl algıladığımızı ifade etmeyi öğreniyoruz. 

Yazıda geçen Fince kelimeler ve Türkçe karşılıkları:


· aikaisemmin: önceleri, önceden
· miltä: nasıl
· ananas: ananas
· näkymä: görünüş
· greippi: greyfurt
· nämä: bunlar
· haista paska! Si.tir git!
· näyttää: görünmek 
· haistaa: kötü kokmak (bir şey gibi)
· nylon: naylon
· haistelu: koklama, koklayış
· olohuone: salon, oturma odası
· hän: o
· pinta: yüzey
· hapan: ekşi
· seinä: duvar
· hiuksesi: saçın (hiukset)
· silloin: o zaman
· hyvä: iyi
· skenaario: senaryo
· ihana: çok güzel, harika
· täällä: burada
· ilma: hava
· tämä: bu 
· iloinen: neşeli
· tuntu: yapı, doku
· jäätelö: dondurma
· tuntua: hissi vermek (bir şey)
· kangas: kumaş
· tuntuinen: ... hissi veren
· keittiö: mutfak
· tuntuma: dokunuş, his
· kiipeily: tırmanış
· tuoksahtaa: hafifçe kokmak, çabuk
· kohde: hedef
kaybolan hafif bir kokunun gelmesi
· kuulo: işitme (isim)
· tuoksu: koku, rayiha
· kuulostaa: kulağa (bir şey gibi) gelmek
· tuoksua: güzel kokmak (bir şey gibi)
· laiminlyöty: ihmal edilmiş
· tuoksukynttilä: kokulu mum 
· lasi: cam
· tuoksuva: hoş kokulu
· maistua: tadı olması (bir şey gibi)
· tuore: taze
· maku: tat (bir şeyin tadı), tat (duyu)
· tupakka: sigara
· mansikka: çilek
· ulkonäkö: dış görünüş
· meidän: bizim 
· vaikea: zor
· merenranta: sahil (denizin kenarı)
· vauva: bebek

Son güncellediğim yazım

Bilinen Geçmiş Zaman-Imperfekti

Bu yazının tamamını  Imperfekti-Bilinen Geçmiş Zaman | Keyfimce Fince (wordpress.com)  adresinde bulabilirsiniz. Bilinen geçmiş zaman fiil ç...